Kıbrıs sorununun Türkiye'nin katılımı olmadan çözülemeyeceğini belirten Borrell, dış politikadaki “düşük uyum düzeyine” rağmen Türkiye ile ilişkilerin sürdürüleceğini duyurdu.
Avrupa Birliği'nin dış ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'nin artan jeopolitik önemine dikkat çekerek, aday ülkeler arasında Türkiye'nin “son derece önemli bir konumda” olduğunu söyledi.
Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Oliver Varhelyi ile birlikte çarşamba günü Brüksel'de 2024 genişleme paketine ilişkin basın toplantısında konuşan Borrell, Türkiye-AB ilişkilerine değinerek şunları söyledi: “İlişkilerimizde yaşanan olumsuz gidişatı tersine çevirmek için çok çalıştım. Başlangıçta işler bugüne göre çok daha zordu ancak karşılıklı çıkarlar açısından “Türkiye'nin jeopolitik önemi çok daha artan bir aday ülke olduğunu dikkate almamız lazım” dedi.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'nin AB için “kilit ortak” olduğu belirtilirken, katılım müzakerelerinde 2018'den bu yana ilerleme kaydedilmediği ve AB'nin demokratik standartların gerilemesinden, AB'nin üstünlüğünden endişe duyduğu belirtildi. Hukuk, yargı bağımsızlığı ve temel haklar çözülmedi.
Ancak Borrell, AB'nin Türkiye'nin “ticaret, kara para aklamanın önlenmesi, araştırma ve yenilik ile ekonomi ve para politikası gibi alanlardaki çabalarını” takdir ettiğini söyledi.
“Dış politikada uyum düşük”
Raporda ayrıca Doğu Akdeniz'de istikrar ve güven ortamının korunmasının, Türkiye ile karşılıklı yarar ve işbirliğine dayalı ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacağı belirtiliyor.
Öte yandan Türkiye'nin AB'nin dış politikası, güvenlik ve göç konularında tam uyum sağlamadığı vurgulandı.
Ortak dış ve savunma politikası kapsamında 2023 yılında yüzde 9 olan uyum oranı 2024 yılında yüzde 5 olarak gerçekleşti.
Borrell, “Dış politikamızla uyum düzeyinin çok düşük olduğu açık. Bu düzey yalnızca çok düşük değil, aynı zamanda azalıyor.” dedi.
Eleştirilen konular arasında Türkiye'nin AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmaması ve Hamas'ı “terör örgütü” olarak tanımaması da yer alıyor.
Atina ile Ankara'nın yakınlaşmasının Kıbrıs'a olumlu etkileri vurgulanırken, Türkiye'nin Kıbrıs sorununa ilişkin BM parametrelerini reddetmesi ve iki devletli çözümdeki ısrarı da eleştirilen konular arasında yer alıyor.
Kıbrıs sorununun Türkiye'nin katılımı olmadan çözülemeyeceğini belirten Borrell, şöyle konuştu: “Türkiye'nin, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler çerçevesinde adil, kapsamlı ve uygulanabilir bir çözüme yönelik müzakerelere aktif olarak destek vereceğini umarak bunu yapmaya devam edeceğiz. Dış politikamızla uyumun bu düşük seviyesine rağmen bunu yapmaya devam edeceğimizi söylediniz.” İlişkilerimizi sürdürmek için [fazlasıyla yeterli] “Bu bir neden” dedi.
Nisan ayında AB ile Türkiye arasında göç, ortak dış politika ve güvenlik konularına odaklanmak üzere yeni bir üst düzey konsey toplanmasına karar verildi.